Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) – Akalın, yaşananların Türkiye’deki otoriterleşmenin açık bir göstergesi olduğunu vurguladı. İmamoğlu’nun tutuklanmasının, 2028 cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını açıklamasından yalnızca birkaç gün sonra gerçekleştiğine dikkat çeken Akalın, bu durumun kamuoyunda büyük bir güvensizlik yarattığını ifade etti. “Türk halkının büyük bir kısmı, bu tutuklamaların adil ve tarafsız bir yargılama süreciyle değil, siyasi saiklerle yapıldığına inanıyor” dedi.

Konuşmasında Türkiye’deki demokratik gerilemeyi anayasa değişiklikleri üzerinden değerlendiren Akalın, 2017 referandumunun ardından yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin, erkler ayrılığı ilkesini ortadan kaldırdığını belirtti. Akalın, “Bu sistemle birlikte seçilen cumhurbaşkanı yalnızca hükümetin değil, tüm devletin başı haline geldi ve yasama, yürütme ve yargı tek bir merkeze bağlandı” diye konuştu.

Liyakat ilkesinin terk edildiğini ve devlet kadrolarına atamaların sadakat esasına göre yapıldığını savunan Akalın, yargının da bağımsızlığını yitirdiğini söyledi. “Yargı sistemi, doğrudan veya dolaylı olarak cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Böylece devlet, tek bir sese hizmet eden bir cumhurbaşkanlığı kulübüne dönüşmüş durumda” dedi.

Yaşanan tutuklamalar ve toplumsal huzursuzlukların temelinde mevcut sistemin yattığını vurgulayan Akalın, Türkiye’de kalıcı demokrasinin yolunun güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüşten geçtiğini belirtti. “Cumhuriyetini 100 yılı aşkın süredir demokrasi temelleri üzerinde inşa etmiş bir millet olarak, Türkiye’de özgürlük ve demokrasinin, otokrasiye karşı galip geleceğine yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.